Geçmiş Etkinliklerimiz:
– 4 Ekim 2022:
“Fed Politikaları Gelişmekte Olan Ekonomileri ve Türkiye’yi Nasıl Etkiliyor?”
– 30 Mayıs 2022:
“Enflasyon artarken Neo-Fisher yaklaşımı ne diyor?”
– 5 Ocak 2022:
– October 4, 2022:
“How Do Fed’s Policies Affect Emerging Market Economies and Turkey?”
– May 30, 2022:
“A Neo-Fisherian Perspective on Turkish Inflation Outlook”
– January 5, 2022:
Sumru Öz tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Gelir Eşitsizliği” başlıklı EAF Araştırma Notu No. 22-04 yayımlanmıştır.
Geniş bir örneklem kullanılarak yapılan ülkeler arası karşılaştırma, enflasyon ve gelir eşitsizliği arasında pozitif bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bu iki gösterge arasındaki nedensellik iki yönde de olabilir: Gelir dağılımının daha bozuk olduğu ülkelerde enflasyon daha yüksek seyrediyor olabileceği gibi enflasyonun daha yüksek olduğu ülkelerde gelir dağılımı daha bozuk da olabilir. Bu araştırma notu, enflasyon ve gelir dağılımı arasındaki ilişkiyi bu iki farklı yönden ele alan çalışmalardan yararlanarak Türkiye’nin durumunu değerlendiriyor. Enflasyon ve eşitsizlik ilişkisinde nedenselliğin gelir dağılımından enflasyona doğru olduğu üzerine yapılan çalışmalar, dağılımın bozuk olduğu ülkelerde yüksek gelirlilerin siyasi etkisi daha güçlü olacağı ve farklı gelir grupları arasındaki pazarlık sürecinde baskın çıkacakları için para ve maliye politikalarının üst gelir grubunun tercihi doğrultusunda belirleneceğini gösteriyor. Bu tercih artan oranlı gelir vergisinden değil enflasyon vergisine yol açan politikalardan yana olacağı için gelir dağılımının daha bozuk olduğu ülkelerde ortalama enflasyon da daha yüksek olur. Türkiye’de enflasyonun diğer ülkelere kıyasla on yıllardır yüksek seyretmesi, politikacıların aksi yöndeki söylemlerine karşın yüksek gelirlilerin kayırıldığı siyasi etkinin baskın çıktığına işaret ediyor olabilir. Enflasyonun gelir dağılımı üzerindeki etkisini araştıran çalışmalara göreyse enflasyonist para politikası, kısa dönemde işsizliği bir miktar azaltsa da neden olduğu yüksek enflasyon ve toplam talep istikrarsızlığı, uzun dönemde düşük gelirlileri olumsuz etkiler. Türkiye’nin mevcut durumu bu uzun dönemli etkinin kendisini göstermeye başladığını ortaya koyuyor. TÜİK tarafından son bir ay içinde açıklanan veriler, bir çeyrek öncesine kıyasla GSYH’nin daraldığını, işsizlik oranının artma eğilimine girdiğini ve GSYH içinde işgücü ödemelerinin payının düştüğünü gösteriyor. Sonuç olarak, enflasyon ve gelir dağılımı arasındaki ilişkiyi her iki yönden ele alan çalışmalar ışığında Türkiye’nin durumunu değerlendirdiğimizde yüksek enflasyon ve gelir eşitsizliğinin birbirini besleyerek bir kısır döngüye yol açmış olduğunu söyleyebiliriz. Bu kısır döngüyü kırmanın yolu, yoksulluğu azaltacak sosyal politikalar tasarlamak yanında enflasyon vergisini ortadan kaldırmak için siyasi etkiden bağımsız bir merkez bankası ile enflasyonu akran ülkelerdeki düzeye indirmek gibi görünüyor.
Bütün yayınlara EAF web sitesinden ulaşabilirsiniz.
Research Note No. 22-04 prepared Sumru Oz titled “Inflation and Income Inequality” (in Turkish) is published.
All publications are accessible through ERF website.